6 Eylül 2011 Salı

Eşeğin Kıçından Bildiriyorum...

Herkesin tatildeyken yediklerini (hem gıda açısından hem halt açısından ) twitterde izlemenin verdiği gerginlik yetmiyormuş gibi, vardiyeli çalıştığım iş yerinden bir çalışan ayrıldı. Dolayısıyla bırak bayram tatilini,  hem haftalık izin yapmak gibi bir şansımız, hem de shiftlere geç gelmek gibi bir şansımız kalmamıştı... O yüzden yapılan tüm nispetler bire beş oranda canımı sıktı.

Tebrikler ediyorum.

Neyse dedik, bayram sonrası gümbür gümbür bir event hazırlamıştık.

(Yani biz öyle sanıyorduk.)

Hatta Türkiye'ye gelen bir grup için sponsor bile olmuştuk parasını verip. Event listelerinde "sponsored by" olarak yer almak için de para ödemiştik.

Facebookta gruplar kuruldu, özel web sitelerinde reklamlar verildi, bannerler flyerlar hazırlandı. Artık bu kadar çabaya karşılık olarak, arkadaşları birkaç gün öncesinden telefon açarak çağırdığımız partilerdekinden daha fazla katılım olur diye düşündük. Feci yanıldığımızı 26 kişilik katılım olunca anlamıştık. En son yaptığımız dandikten partide bile 94 kişi giriş ödeyerek gelmiş ve çılgınca eğlenmiş (abartmıyorum), ondan sonra 35 kişi de after party için anlaştığımız mekana gitmişti.

Zamanlama kötüydü. Herkes tatilde, bakın bunu yiyorum, şuradayım şeklinde tweet atmakla meşguldü.

İstanbul bomboştu kısaca.

Burdan yedik kocaman bir tokat!

Hemde en Osmanlısından, en eli nasırlısından...

Sonra çook çok sevdiğim bir arkadaşımın canının sıkılmasına, hatta canının sıkılmasından öte bana köpürmesine, benden yana hayal kırıklığının oluşmasına neden oldum. Ki aslında "o kadar da tepki göstereceğini asla düşünmezdim."

Yani,

"Beni yanlış anladı"

demek istemiyorum. Klişelerden uzak olmak fevkalade güzel bir şey. Ama gelin gelelim ifade edemeyeceğim kadar salak ve içeriği olmayan bir cümle üzerine, kendisinden duyduklarım beni şu an bulunduğum yere soktu ki buranın ortamı hiç iyi değil. (Eşeğin kıçından bahsediyorum).

Buradan bangır bangır bağırıyorum.

"Ben seni asla o tahmin ettiğin şekilde bir yere koymadım. Bir anlığına bile olsa koymadım! Koymayacağımı da çok iyi biliyor olman lazım.... Eğer koyduğumu düşünüyorsan halen, işte ben o zaman yerle bir olurum! "

Sana senin ifadenle son kez söylüyorum... "Bana hakkaten iyi geliyorsun, seninle vakit geçirmeyi seviyorum."

Daha bitti mi sanıyorsunuz?

Asla!

Bir de iş yerindeki abuk sabuk olaylar var ki, inanamazsınız!

Ancak işimle ilgili olarak buradan siz okuyucularıma seslenmek istemiyorum. Zira "herkes" okuyabilir.

Ama şunu çok net bir şekilde söyleyebilirim ki,

Tanrı (varsa eğer) tüm canlıları Araplardan korusun...

Amin!

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Fotolar

Camera is a responsive/adaptive slideshow. Try to resize the browser window
It uses a light version of jQuery mobile, navigate the slides by swiping with your fingers
It's completely free (even though a donation is appreciated)
Camera slideshow provides many options to customize your project as more as possible
It supports captions, HTML elements and videos.